26 Aralık 2012 Çarşamba

TÜM SİSTEMLER MİADINI DOLDURDU



MESAJ 4
TÜM SİSTEMLER MİADINI DOLDURDU
İnsanlık tarihi boyunca geliştirilmiş tüm sistemler yaşandıktan sonra evrilerek başka sistemlere dönüştü.
Bugün hala yaşamakta olan kapitalizm de her gün evrilerek başka bir sisteme doğru evrilmektedir.
Henüz yapısal bir değişiklik olmamış olsa da çok yakında,bizim de önereceğimiz sistemlerle bu sistem de tarihteki yerini alacaktır.
Elbette tarihe mal olmuş sistemlerin iyi yönlerini bugüne ve yarına taşıyacağız,ama bugünün ihtiyaçlarına çözüm getirmeyen yönlerini de yeni yaklaşımlarla değiştireceğiz.
DEĞİŞMEKTE OLAN NEDİR?
Kapitalizmin ana özelliklerinden olan,sermayenin,üretim araçlarının sahipliğinin ve bu güçlere dayanarak elde ettiği yönetim misyonu yavaş yavaş aşılmaktadır. Ama henüz yapısal dönüşümler yeni yeni gelişmektedir. Biz,bu dönüşümü hızlandırmak ve yeni bir sonuca ulaştırmak için yeni öneriler dile getirecek ve adım adım uygulamaya başlayacağız.
NE ÖNERECEĞİZ?
Üretim araçlarının sahipliğini de,tüm mülkiyet sistemini de yeniden tasarlayacağız.
Sadece üretim araçlarının sahipliğini de değil üretim,dağıtım ve paylaşım sistemlerini de yeniden yapısal sistemlerle geliştireceğiz.
Emek üretimi,satılması,değerlendirilmesi sistemlerine de yeni sistem önerileri geliştiriyoruz.
Bu çalışmaları hep birlikte yapacağız.
İlk başta ,algılar eskinin algılarıyla tanımlandığı için anlaşılması zor olacaktır. Ama yeni bir sistemin kuruluşunu,eskinin bağlarından kurtularak ,yeni algı geliştirme çabalarıyla kolaylaştıracağız.

Sevgiyle...

25 Aralık 2012 Salı

SİSTEM İHTİYACI



MESAJ 3

SİSTEM İHTİYACI

Tüm evren bir sisteme sahiptir.

İnsanlık tarihi boyunca çok sayıda sistem üretildi.

Nasıl ki, evrendeki sistemler sürekli evrimleşerek yeni sistemleri doğurdular, insanlık da sürekli evrimleşme yaşayarak daha iyi bir sistem arayışında oldu.

Bu, doğal gelişim sürecine uygundu.

Bugün yeni geliştirilmekte olan sistem çabası da önceki sistemlerin iyi yönlerinden yararlanacak, ama yeni algılarla yeni sistem önerilerini de insanlığa sunacaktır.

Yani, devrimsel gelişim süreçlerinden daha çok evrimsel bağları olan gelişim süreçleri önereceğiz.

Kuşkusuz yeni algılarımızla önereceğimiz yeni sistem önerilerimizin sıçrama nitelikleri de olacaktır. Ama bu öneri ; ihtiyacı olmayan suni sıçrama önerileri olarak değil, tam da bugün ihtiyaç duyulan çözümler olacaktır.

Bu öneriler, aslında her birimizin içinde taşıdığı hislerin tercüme edilmesi, araçsallık yapılmasından başka bir şey değildir.

Bir sisteme ihtiyacımız var.

Çünkü, yeni çağın tüm dünyada  yaşanması için bir sistemle uygulanması gerekmektedir.

Bu sistemin geliştirilmesi ; uygulanması ve yürütülmesi asla dayatmacı olmayacak, evrimsel süreçlerle zamana yayılarak adım adım , insanların gönüllü katılımlarıyla gerçekleştirilecektir.

Bu sistem; hayatın her alanını kapsayacaktır.
Ekonomik , sosyal, kültürel, hukuk, eğitim, psikolojik vd tüm alanlarda geçerli olacaktır.

Çok karmaşık bir amaç yok. Aslında çok basit bir amacın gerçekleştirilmesine çalışacağız.

YENİ SEVGİ DÜNYASI' nı tüm dünyada kuracağız. Ve bunu hep birlikte yapacağız.

Aslında yapıyoruz bunu, hislerimizle her an.

Farklılık; bu gelişimi sistemsel bir yapıya dönüştürmek olacaktır.

Ayrıntılarını sonraki mesajlarda dile getireceğim sistemin gelişimini de hep birlikte sağlayacağız.

Sevgiyle kalın...

24 Aralık 2012 Pazartesi

MESAJ 2 24.12.2012 HEPİMİZ BİR İZ…



MESAJ 2 24.12.2012 

HEPİMİZ BİR İZ…

Bilimin tespit ettiği BİNG BANG de yoğunlaşmış bir enerji olarak hepimiz, tüm varlıklar tek bir bütündük.
BİNG BANG(BÜYÜK PATLAMA) sonrası şu günlerde araştırılmaya başlanan ve kanıtlandığı açıklanan Higgs Bozonu sayesinde an’ lık bir gelişmeyle enerjiden maddeye dönüştük.

Bunun nasıl olduğu bilimin konusudur,araştırmalar devam ediyor.

O zamanlardan, (bilinen) ilk canlılığın ortaya çıktığı zamana kadar evren sürekli bir gelişme yaşadı.

Enerji aktarımları, değişimler, katılmalar, ayrılmalarla bir yandan yeni varlıklar ortaya çıktı, bir yandan yeni  sentezler oluştu.

Tüm bu gelişmeler;  atomların çekirdekleri, elektronları vs seviyelerinde çarpışmalar, etkileşmeler sayesinde oldu.

Sürekli tezler ve anti tezler üretildi.

Her tez; bağrında anti tezini barındırıyordu.

Bu birlik; tek bir varlıkta olduğu gibi, tüm evrenin varlığında da bulunuyordu.

Evrenin gelişimi; bu zıdların birliği ve çelişkisi sayesinde oluşan manyetik ve belki de şu anda bilmediğimiz başka enerji alanlarında gerçekleşti.

Varlıkların her karşılaşması, veya her varlığın kendi iç yapısındaki mikro karşılaşmalar yeni deneyimler yaşatarak evrimsel süreçlerin sürekli olarak gelişmesini sağladı.

Evrende her varlık (enerjisel ve varlık olarak) sürekli bir dönüşüm yaşadı.

Hiçbir varlık, bu en büyük varlığın dışına çıkamadı, birbirine sürekli dönüşerek toplam varlığın gelişmesine katkı yaptı.

İnsan da , yaşamakta olduğumuz Dünya’da kendinden önceki çokca evrimsel süreçlerin sonucu olarak ortaya çıktı ve o gün bugündür gelişimini sürdürmekte.

Yani insan da, bu büyük  varlığın hem bir parçası, hem dönüştürücü gücü oldu.

Diğer varlıkların içinde insan; gelişen beyni ve algılama yeteneğiyle diğer varlıklar içinde ayrıcalıklı bir konuma yükseldi.

İnsan; bir yandan bu avantajını kullanarak hem kendi soyunu ve dünyayı geliştirirken, diğer yandan da çok sayıda yıkıma neden oldu. Aslında yıkım dan çok varlıkların belki başka varlıklara dönüşmesini hızlandıran aktiviteleri oldu demeli.  Diğer varlıklar bakımından bir dış etki nedeni oldu.

Yapılan tüm iyi ve kötü şeyler, toplamda ağır ağır da olsa hayatın gelişmesini sağladı.

Sürekli gelişmekte olan algı dünyası, insanı önceki hatalarından ders çıkarmaya ve daha iyiye yönlendirmekte yararlı oldu.

Bir yandan ;kendi soyuyla, diğer canlı-cansız varlıklarla çatışan, etkileşerek kötü eylemlilikler sergileyen insan; diğer yandan bu çatışmanın/etkileşmenin sonuçlarıyla yüzleştikten sonra iyiye  dönük evrimsel gelişimlere de yol açan eylemliklere ve sonuçlara ulaştı.

Sürekli kendi varlığını güvenceye almak ve geliştirmek için mücadele veren insan; yeni bir algı dünyasıyla tanışmak üzeredir.

Kendi varlığını güvenceye almak ve geliştirmenin en makul yolunun, ancak kendinin de bir parçası olduğu tüm varlıklar dünyasını da koruması, barışcıl ve bütünsel eylemliliklerde bulunması gerektiğini bu yeni gelişme aşamasında kavramaya başlıyor.

Bu yeni algı dünyası; sadece bilmekle,çıkar ve yarar değerleriyle kavranamaz.

Bu yeni algı dünyası; evrendeki en güçlü enerji olan ve önceki çatışmacı dünyada unutulmaya yüz tutmuş sevgi ve gönül enerjisiyle kavranabilir, daha doğrusu hissedilebilir.

Bu his, hepimiz içimizde var. Ama bu sevgi dünyasının nasıl kurulacağını bilmiyorduk.
Hepimiz diğerine bakıyor, umutsuzca bunun mümkün olmadığını düşünüyorduk.

Ama son dönem ; özellikle 1985 lerden beridir gelişen teknolojik gelişmeler ve diğer başka gelişmeler (küreselleşme vd)  kendi aramızda kurduğumuz iletişimleri kolaylaştırınca, aslına bunun o kadar da zor olmadığını en azından hissetmeye başladık. Şimdi; bu hislerimizi yaşama geçirme,yeni yaşam sistemini kurma zamanıdır. Yeni paradigmaların kurulması aşamasındayız.

Dikkat ederseniz;son zamanlarda otoriter yönetimler çözülüyor, birer birer yıkılıyor. Üstelik önceki devrimsel gelişmelerde olduğu gibi görünür örgütlülükler de olmadan! Bu anlamlıdır. Hemen hemen dünyanın her tarafındaki tüm insanlar aynı duygu halinde kendi yaşamlarında özgürleşme çabalarına girişiyorlar. Uzun zamandır özlemle bekledikleri insanca yaşama taleplerini, ihtiyaçlarını yeni teknolojilerin de yardımıyla dile getiriyor ve bunu kazanıyorlar. Bilgi teknolojisindeki gelişmeler hislerin paylaşılmasını hızlandırdı.

Peki her şey çok iyi mi gelişiyor?

Elbette hayır. Bu gelişim içinde barındırdığı bir tehlike de var. Her iyi şeyin içinde barındırdığı kötü bir şey gibi, bu süreçte de çok sayıda insan kaybediliyor, çok sayıda varlık yitirilme tehlikesiyle karşı karşıya.

Bu nedenle insanlığa yeni bir algı önerilmesi zamanıdır.

Bu yeni gelişmenin yeni algısının da geliştirilmesi zorunludur, zamanı gelmiştir.

Gelecek mesajımda bu algının ne olduğu ve nasıl geliştirilebileceğini aktaracağım.

Bu mesajlar, tek başına benim geliştirdiğim mesajlar değildir. Tümümüzün geliştirdiği ama benim ve bir çok insanın dillendirdiği duygu ve düşüncelerdir.

YENİ SEVGİ DÜNYASI NI HEP BİRLİKTE KURUYORUZ ÇÜNKÜ…
SEVGİYLE…


15 Aralık 2012 Cumartesi

HOŞ GELDİN SEVGİLİ!,



21.12.2012   MESAJ 1
HOŞ GELDİN SEVGİLİ!,
Yeni bir çağ'a,sevgi çağına hoş geldin!.
Sen ,önceki sevgililerden daha şanslısın. Bu an a tanıklık ediyorsun.
Önceki sevgililer,bugünün geleceğini biliyorlardı,bugünün oluşumu için emek verdiler.
Onlara şükran ve sevgi duyuyoruz.

Bugüne her birimiz,içimizde,derinliklerimizde taşıdığımız sevgi enerjisiyle ulaştık.
Her birimiz görevimizi sevinçle yaptık.
Kötü görünen eylemleri de bu amaç için görev üstlenmiş kardeşlerimiz bilerek yaptılar.
Bu eylemlerin  de bugünün kurulmasında katkısı oldu.Onlara da müteşekkiriz.  Kendilerini bu kutsal amaç için bilerek feda ettiler.
Yeni  sevgi dünyasının oluşumuna ilişkin mesajları adım adım sizlerle paylaşacağım.
Aslında her birimizin içimizde,derinliklerimizde taşıdığımız duygu ve düşüncelere tercümanlık yapacağım.
Duygu ve düşüncelerin içlerimizden dışarıya,yaşama geçmesi için aracılık yapacağım.
Bu güne gelinmesinde her birimizin emeği ve katkısı nasıl olmuşsa,yeni sevgi dünyasının oluşturulması da her birimizin katkısıyla mümkün olacaktır.
Kötü,yanlış olarak değerlendireceğimiz eylemlilikler yine var olacaktır. O eylemleri yapanların da bu dünyanın kurulmasında katkıları olacaktır. Neyin aslında olmaması gerektiğini bizlere göstererek görevlerini yapmaya devam edeceklerdir.
Kendimi ve iyi duygu ve düşünceler taşıdığını iddia edenleri de bu yanlışlıklardan azade tutmuyorum.
Bizler de zaman zaman yanlışlar yapacağız. Bu yanlışlarımızın da gelişime katkısı olacaktır. Bu yanlışlar sonrasında doğruya ulaşacağız.
Her kötünün içinde iyi,her iyinin içinde yanlış vardır ve bu evrensel bir gerçekliktir.
Bu birliktelik,aynı zamanda gelişimin motorudur,enerji kaynağıdır.
Dünyanın,hatta bildiğimiz veya bilmediğimiz evrenin her yerinde,her zerresinde bu yeni sevgi dünyasına katkı başlıyor.
Bir çakıl taşı da bu gelişim içindedir enerjisiyle,bir kuzu da,bir insan da.
Çünkü hepimiz,tüm canlı ve cansız sandığımız (aslında mikro ölçekte ve enerjisel anlamda canlı) varlıkların hepsi bir bütünün parçalarıdır.
Her birimiz diğerlerimizle birlikteyiz. Ayrılmamız,ayrı yaşamamız mümkün değildir.
Yaklaşık 6000 yıllık periyotda  yaşamı geliştirmeye çalıştı tüm varlıklar diyor Maya lar.Haklıydılar.
Tüm deneyimleriyle şimdi yeni bir geçişe tanıklık ediyoruz.
BU YENİ SEVGİ ÇAĞI NA HOŞ GELDİNİZ…SEVGİLİLER…
Sonraki mesajlarımda bu sevgi dünyasını nasıl kuracağımıza ilişkin öneri ve düşüncelerimi adım adım paylaşacağım.
Hayatın tüm alanlarında yeni sistem önerilerim olacak.
Bu sistemin kurulmasını hep birlikte geliştireceğiz.
BU EVREN, HEPİMİZİN SEVGİ KATKILARIYLA YENİ BİR AŞAMAYA ,YENİ BİR SERÜVENE BAŞLAYACAK.
DAHA ÖNCE HİÇ OLMAYAN YENİ BİR SEVGİ DÜNYASINI BİRLİKTE KURACAĞIZ.
SEVGİYLE KALIN…