MESAJ 2 24.12.2012
HEPİMİZ BİR İZ…
Bilimin tespit ettiği BİNG BANG de yoğunlaşmış bir enerji
olarak hepimiz, tüm varlıklar tek bir bütündük.
BİNG BANG(BÜYÜK PATLAMA) sonrası şu günlerde araştırılmaya
başlanan ve kanıtlandığı açıklanan Higgs Bozonu sayesinde an’ lık bir
gelişmeyle enerjiden maddeye dönüştük.
Bunun nasıl olduğu bilimin konusudur,araştırmalar devam
ediyor.
O zamanlardan, (bilinen) ilk canlılığın ortaya çıktığı zamana
kadar evren sürekli bir gelişme yaşadı.
Enerji aktarımları, değişimler, katılmalar, ayrılmalarla bir
yandan yeni varlıklar ortaya çıktı, bir yandan yeni sentezler oluştu.
Tüm bu gelişmeler; atomların çekirdekleri, elektronları vs
seviyelerinde çarpışmalar, etkileşmeler sayesinde oldu.
Sürekli tezler ve anti tezler üretildi.
Her tez; bağrında anti tezini barındırıyordu.
Bu birlik; tek bir varlıkta olduğu gibi, tüm evrenin
varlığında da bulunuyordu.
Evrenin gelişimi; bu zıdların birliği ve çelişkisi sayesinde
oluşan manyetik ve belki de şu anda bilmediğimiz başka enerji alanlarında
gerçekleşti.
Varlıkların her karşılaşması, veya her varlığın kendi iç
yapısındaki mikro karşılaşmalar yeni deneyimler yaşatarak evrimsel süreçlerin
sürekli olarak gelişmesini sağladı.
Evrende her varlık (enerjisel ve varlık olarak) sürekli bir
dönüşüm yaşadı.
Hiçbir varlık, bu en büyük varlığın dışına çıkamadı, birbirine
sürekli dönüşerek toplam varlığın gelişmesine katkı yaptı.
İnsan da , yaşamakta olduğumuz Dünya’da kendinden önceki
çokca evrimsel süreçlerin sonucu olarak ortaya çıktı ve o gün bugündür
gelişimini sürdürmekte.
Yani insan da, bu büyük varlığın hem bir parçası, hem dönüştürücü gücü
oldu.
Diğer varlıkların içinde insan; gelişen beyni ve algılama
yeteneğiyle diğer varlıklar içinde ayrıcalıklı bir konuma yükseldi.
İnsan; bir yandan bu avantajını kullanarak hem kendi soyunu
ve dünyayı geliştirirken, diğer yandan da çok sayıda yıkıma neden oldu. Aslında
yıkım dan çok varlıkların belki başka varlıklara dönüşmesini hızlandıran
aktiviteleri oldu demeli. Diğer
varlıklar bakımından bir dış etki nedeni oldu.
Yapılan tüm iyi ve kötü şeyler, toplamda ağır ağır da olsa
hayatın gelişmesini sağladı.
Sürekli gelişmekte olan algı dünyası, insanı önceki
hatalarından ders çıkarmaya ve daha iyiye yönlendirmekte yararlı oldu.
Bir yandan ;kendi soyuyla, diğer canlı-cansız varlıklarla
çatışan, etkileşerek kötü eylemlilikler sergileyen insan; diğer yandan bu
çatışmanın/etkileşmenin sonuçlarıyla yüzleştikten sonra iyiye dönük evrimsel gelişimlere de yol açan
eylemliklere ve sonuçlara ulaştı.
Sürekli kendi varlığını güvenceye almak ve geliştirmek için
mücadele veren insan; yeni bir algı dünyasıyla tanışmak üzeredir.
Kendi varlığını güvenceye almak ve geliştirmenin en makul
yolunun, ancak kendinin de bir parçası olduğu tüm varlıklar dünyasını da
koruması, barışcıl ve bütünsel eylemliliklerde bulunması gerektiğini bu yeni
gelişme aşamasında kavramaya başlıyor.
Bu yeni algı dünyası; sadece bilmekle,çıkar ve yarar
değerleriyle kavranamaz.
Bu yeni algı dünyası; evrendeki en güçlü enerji olan ve
önceki çatışmacı dünyada unutulmaya yüz tutmuş sevgi ve gönül enerjisiyle
kavranabilir, daha doğrusu hissedilebilir.
Bu his, hepimiz içimizde var. Ama bu sevgi dünyasının nasıl
kurulacağını bilmiyorduk.
Hepimiz diğerine bakıyor, umutsuzca bunun mümkün olmadığını
düşünüyorduk.
Ama son dönem ; özellikle 1985 lerden beridir gelişen
teknolojik gelişmeler ve diğer başka gelişmeler (küreselleşme vd) kendi aramızda kurduğumuz iletişimleri
kolaylaştırınca, aslına bunun o kadar da zor olmadığını en azından hissetmeye
başladık. Şimdi; bu hislerimizi yaşama geçirme,yeni yaşam sistemini kurma
zamanıdır. Yeni paradigmaların kurulması aşamasındayız.
Dikkat ederseniz;son zamanlarda otoriter yönetimler
çözülüyor, birer birer yıkılıyor. Üstelik önceki devrimsel gelişmelerde olduğu
gibi görünür örgütlülükler de olmadan! Bu anlamlıdır. Hemen hemen dünyanın her
tarafındaki tüm insanlar aynı duygu halinde kendi yaşamlarında özgürleşme
çabalarına girişiyorlar. Uzun zamandır özlemle bekledikleri insanca yaşama
taleplerini, ihtiyaçlarını yeni teknolojilerin de yardımıyla dile getiriyor ve
bunu kazanıyorlar. Bilgi teknolojisindeki gelişmeler hislerin paylaşılmasını
hızlandırdı.
Peki her şey çok iyi mi gelişiyor?
Elbette hayır. Bu gelişim içinde barındırdığı bir tehlike de
var. Her iyi şeyin içinde barındırdığı kötü bir şey gibi, bu süreçte de çok
sayıda insan kaybediliyor, çok sayıda varlık yitirilme tehlikesiyle karşı
karşıya.
Bu nedenle insanlığa yeni bir algı önerilmesi zamanıdır.
Bu yeni gelişmenin yeni algısının da geliştirilmesi
zorunludur, zamanı gelmiştir.
Gelecek mesajımda bu algının ne olduğu ve nasıl
geliştirilebileceğini aktaracağım.
Bu mesajlar, tek başına benim geliştirdiğim mesajlar
değildir. Tümümüzün geliştirdiği ama benim ve bir çok insanın dillendirdiği
duygu ve düşüncelerdir.
YENİ SEVGİ DÜNYASI NI HEP BİRLİKTE KURUYORUZ ÇÜNKÜ…
SEVGİYLE…